Sponsorlu Bağlantılar

Sponsorlu bağlantılar

22 Aralık 2013 Pazar

İlk Geminin İcadı, Deniz Taşıtları İcadı Hakkında

İlk geminin ilk deniz taşıtlarının icadı hakkında kesin bir bilgi olmamasına karşın ihtiyaca göre oluşmuş oluşturulmuş bir gereksinim olarak algılayabiliriz... Kim akıl ettiyse de çok güzel düşğnmüş ve aklını güzel kullanrak insanlığa kolaylık sağlamış...



Aslında ağacın işlenerek basit bir kayık yapılması, arabanın icat edilmesinden daha kolay olsa gerek. Buna ilaveten, deniz yollarının karayollarından daha kısa ve daha kullanışlı olduğunun insanlar tarafından fark edilmesinden sonra gelişmekte olduğunu varsaymak çok daha fazla akla yakın bir durumdur.

Geminin ya da deniz taşıtlarının icadı şu kişi tarafından ya da şu toplum tarafından yapılmıştır diyemeyiz. Deniz taşıtlarıyla yapılan yolculukların tarihin ilk zamanlarından beri yapıldığını kabul etmek gerekir. Tarihçiler yunan gemiciliğine büyük önem verirler.

 Bunun nedeni, ünlü şair Homeros’un Odysseus adlı gemiciyi ölümsüzleştirmesinden kaynaklanmaktadır. Homeros, bilinen ilk klasik gemiciyi gözümüzde canlandırmamızı sağlamıştır. Homeros, Odysseus’u “Kabaca işlenmiş birkaç ağaç kütüğüne hayatını emanet etmiş ve dalgalara meydan okuyan bir yiğit” olarak tanımlamıştır. Bu anlatımı gerçek tarihe uyguladığımızda M.Ö. 3000-2000’li yıllara ulaşabilmekteyiz.

Daha gerilere gitmek istersek, Eski Mısır kayıklarının resimlerini gözden geçirebiliriz. Bu kayıklar, kürekçilerin çektiği uçları kıvrımlı olan gondollardır. Bu gondolların yönü dümenle tayin edilmekte, dümenci de pupada oturarak yön açılarını belirlemektedir.

Daha büyük olan gemilerde, dümen yerine çark kanadı kullanılmaktaydı. Bu kanadın üstlendiği görev, geminin ekseni üzerinde farklı eğriler vermek değil, bir bağlama sistemi yardımıyla dikey durduğundan, mili çevresinde dönme hareketini sağlamasıydı. Bu şekliyle, gerçek bir dümenin ilk halini bulmuşlardı. Tam bir dümen olarak kullanılabilmesi için menteşe gerekliydi ve o dönemde henüz menteşe bilinmiyordu.

Fenikeliler, eski Mısır gondollarını geliştirdiler ve boylarını uzattılar. Bu değişime uğrayan gemilerin iki ucu, ön ve arka kasara şeklini aldı. Sonuçta boyu 20 metreyi, suya giren derinliği de iki metreyi buldu. Fenikeliler, Akdeniz’deki ticari üstünlüklerini bu geliştirdikleri gemiler sayesinde gerçekleştirdiler.

Fenikeliler daha da ileri giderek Karadeniz ve Atlas okyanusuna kadar çıktılar. Eski dönemlerde denizlere hakim olmak demek, hem ticari hem de siyasi üstünlüklerini diğer milletler üzerinde hissettirmek manasına gelmekteydi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder